8 Mart 2010 Pazartesi

Şehid Erdoğan Tuna

Şehadet Yeri : Edirne
Şehadet Tarihi : 26 Aralık 1977, Pazartesi


1956 Yılında Gümüşhane’nin Şiran Kazası Telme Köyü’nde dünyaya gelen Erdoğan Tuna 1978’li yıllarda “Bu bozuk düzenin kahredici illetleri dururken, müslümanın gülmeğe vakti asla olamaz.” diyerek ifadelendirdiği; bozuk düzenle olan mücadele azmini, daha küçük yıllarda yakalamıştı.

Gümüşhane Selam Temsilciliği’nden arkadaşlarımızın yaptığı görüşmede; Şehidimizin Muhterem Babası Hasan Tuna; şehid oğlunun daha ilkokul yıllarında bile, ibadetlerini aksatmadığını, günlük işlerde çok gayretli ve becerikli olduğunu ifade ediyordu. Şehidimiz kendi isteği doğrultusunda Gümüşhane İmam Hatip Okulu’na kaydolur. Orta kısım 1. sınıftayken, girdiği bölge yatılı imtihanını başarıyla kazanarak, Trabzon İmam Hatip Okulu’na geçer. Muhterem babası zaman zaman Trabzon’a oğlunu ziyarete gider. Bu ziyaretlerinde dikkatini çeken şey; oğlunun sürekli olarak ve çok okumasıdır. Çocukluk yıllarındaki arkadaşı ve şu anda da köylerinin İmam Hatip’liğini yapan Zarif Hoca, şehidimiz Erdoğan Tuna hakkında “Erdoğan çocukluk yıllarında çok gayretli, cesaretli, ibadetlerini hiç aksatmayan, tatil dönemlerinde köyüne geldiğinde tebliğ faaliyetlerinde bulunan ve çok kitap okuyan bir genç” olduğunu, buruk bir hatıra olarak anlatıyordu.

Erdoğan Tuna’nın doğup büyüdüğü evini ziyaret eden arkadaşlarımıza, babası Erdoğan’ına olan sevgisinden odasını, eşyalarının yerlerini ve kütüphanesini dahi değiştirmediğini söylüyor. Kütüphanesinde o yıllardaki yayınlanmış olan, tercüme ve telif, İslamcı Gençliğin okuması gereken tüm kitapların bulunması gözlerinden kaçmaz. Trabzon İmam-Hatip Lise’sini bitiren Erdoğan Tekirdağ’ da İmam Hatipliğe başlayarak düşüncelerini hayata aktarma ameliyesinden asla geri durmaz. Bir akrabası; imamlık yaptığı dönemlerde kendisine yazdığı mektuplarda sürekli olarak “Söylemlerden çok, canını ortaya koymak gerekliliğini; Allah yolunda canların feda edilerek, toprağa dökülen kanlarımızla bu dava yükselecek” diye yazdığını ağlayarak anlatıyordu.

İmam-Hatiplik yaparken girdiği üniversite sınavında, Edirne’de bir fakülteyi kazanır. İmamlık tayinini de Edirne’ye yaptırarak, bir taraftan imamlık yapar, diğer taraftan da fakülteye devam eder. Erdoğan mizacı gereği fakültede de İslami faaliyetlerden geri durmaz. Kısa zamanda çalışmaları meyvalarını vermeye başlar. Rejimin yandaşı olan, o dönemin kavmiyetçileri, Erdoğan Tuna’nın bu İslamcı çalışmasından rahatsızlık duyarlar. Erdoğan’ı susturmak için önce tehditler savururlar. Erdoğan bu tür kuru tehditlere aldırış etmeden, doğru bildiği yolda çalışmaktan geri durmaz. Kavmiyetçiler Erdoğan Tuna’nın İslamcı kişiliğinden artık iyice bîzar olmuşlardır. Erdoğan’a yaptıkları her türlü tehdidin, bir faydası olmadığını anlayınca; O’nun fani vucudunu ortadan kaldırmaya karar verirler. 26 Aralık 1977 günü, Elli Altmış kişilik bir grup ile, Erdoğan’ın yalnızlığını da fırsat bilerek, grup halinde saldırırlar. Erdoğan ne kadar dirense ve boğuşsa da, karşısındakiler kahpeliklerini icra ederek, Erdoğan’ı on dört yerinden bıçaklarlar. Hastahaneye kaldırılan Erdoğan, çevre illerden ve kazalardan kan aranmasına rağmen, kan zamanında bulunamaz ve kan kaybından hastahanede şehid olur.

Erdoğan Tuna’nın yaralanma haberi; bize, İstanbul Tepebaşı Gazinosu’nda bir program esnasında ulaştı. Fatih Akıncıları olarak, katıldığımız toplantıda hoparlörlerden “Edirne’de ırkçılar tarafından bıçakla yaralanan bir kardeşimiz için, A gurubu Rh Pozitif kana ihtiyaç var. Kan gurubu tutan arkadaşlarımız, lütfen isimlerini kuliste görevli arkadaşımıza yazdırsınlar.” diye bir anons yapıldı. O an beraber olduğumuz Reisimiz Metin Yüksel’e “Benim kan gurubum tutuyor.” dedim. Metin “Hemen git ismini yazdır. Gerekirse beraber Edirne’ye gideriz.” dedi. Anonstan yaklaşık 15 dakika, sonra da “Yaralı arkadaşımız şehadete erdi.” diye bir anons yapıldı

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder